Ecz. Suat Birlik
Köşe Yazarı
Ecz. Suat Birlik
 

ÜRETENİ YÖNETEMEZLER!!!

  ÜRETENİ YÖNETEMEZLER             Sevgili okurlarım,yaşadığımız sürece bakarsak ,Dünyada en büyük gücü görmüş olduk. O da üretimin gücü. Üretim gücüne sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Üretemediğiniz sürece sahip olduğunuz paranın bir önemi yok maalesef.        Tedarik zinciri anlayışı değişiyor yavaş yavaş. Normalleşme sürecine girince ülkeler, sorgulamaya başlayacaklar kendilerini. Ancak Türkiye, bunu fırsata çevirmek için tamamen hazır değil. Koronavirüs, beklenen bir olay değildi. Türkiye’de altyapısı belli ölçülerde hazır olan sektörler var ama birdenbire yakalandık bu sürece. AB’ye ihracat yaptığımız sektörler de fırsatlar bekliyor bizleri. Üretim kapasitemiz ve kalifiye elamanımız belirli bir ölçüde var. Çin’in bütün üretimini alabiliriz demek de imkansız. Talep de adetler de küçülecek. AB’nin bundan sonra ürün tedarik anlayışı değişecek. Büyük ölçekli sipariş yerine daha az adetli ve sık siparişe yönelecek. Bunda da Uzakdoğu’dan vazgeçecek. Daha yakın ülkelerden ürün tedarik edecek özetle.          Bu süreçten galip çıkan bir kavram var. O da üretimin gücü. Üretim gücüne sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Üretemediğiniz sürece sahip olduğunuz paranın bir önemi yok maalesef. Bu süreçten sonra özellikle tarıma, dikey tarıma yönelecek ülkeler. Yine hayvancılık önem kazanacak. Bunun yanında sağlık sektörlerinde de iyi fırsatlar yakalıyor olunacak.        Uzakdoğu’daki bütün fırsatları kendimize çeviremeyiz ama katma değerli ürünlerde üretimi kendimize çekebiliriz. Fırsatı değerlendirebilmek için de dış politika çok önemli. Ülkelerle kavgalı değil, barışık olmak çok önemli ticarette. Kartlar yeniden dağıtıldığında bunu fırsata çevirmek için şimdiden diğer ülkelerle iyi ilişkiler kurmalıyız. Türkiye doğru politikalarla bunu başarabilir. Şimdi güçlü durabilme, bu krizi sağlıklı atlatabilme sınavındayız. Öncelikle ringden dik bir şekilde kalkıp tekrar yola koyulabilirsek, ülke ve milletçe kazanırız. Bu konuda birlikteliğimizi kaybetmeyelim.        Bütün işletmeler teşvikleri iyi niyetli buluyor ama bu desteğin yeterli olmadığını görüyoruz. Burada ekonomiyi üçe ayırmak lazım. Birincisi ev ekonomisi, ikincisi ülke ekonomisi, üçüncü de dünya ekonomisi. Ev ekonomisi bakacak olursak, insanlar maaş almıyorsa, bu kişilerin kaygıları olacak. İşveren de diyor ki, ‘Dükkanım kapalı, biz ne yapacağız?’ Endişe içindeler. Ülkeler de haklı, vergi kaybına uğruyorlar. Bu süreç beklenmedik bir durum, bütün işletmeleri finanse etmek zor. Ama ülkeler bu süreçler de kendilerini hissettirirler. Verdikleri teşviklerle insanların endişelerini giderirler. Biraz daha iyi teşviklerle firmaları rahatlatmak lazım. Eğer bu süreci iyi yönetemezsek pek çok firma ayakta kalamayacak ve çok sayıda insan da işsiz kalacak. Daha fazla teşvikler gelmeli.       Tarım ürünlerinin üretimi (ve tüketimi) farklı coğrafi dağılıma sahiptir. Ülkelerin iklimi, bitki örtüsü, ekonomik durumu gibi parametreler bu dağılımda önemli bir rol oynar.Belli başlı tarım ürünlerinin üretiminde en büyük paya sahip ülkelerin Dünya ekonomisinede yön verdikleri görülmektedir.(Bakınız Veriler FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) resmi internet sitesinden bulunmaktadır.)                                                                                        Ecz. Suat BİRLİK
Ekleme Tarihi: 25 Eylül 2021 - Cumartesi

ÜRETENİ YÖNETEMEZLER!!!

 

ÜRETENİ YÖNETEMEZLER

 

          Sevgili okurlarım,yaşadığımız sürece bakarsak ,Dünyada en büyük gücü görmüş olduk. O da üretimin gücü. Üretim gücüne sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Üretemediğiniz sürece sahip olduğunuz paranın bir önemi yok maalesef.

 

     Tedarik zinciri anlayışı değişiyor yavaş yavaş. Normalleşme sürecine girince ülkeler, sorgulamaya başlayacaklar kendilerini. Ancak Türkiye, bunu fırsata çevirmek için tamamen hazır değil. Koronavirüs, beklenen bir olay değildi. Türkiye’de altyapısı belli ölçülerde hazır olan sektörler var ama birdenbire yakalandık bu sürece. AB’ye ihracat yaptığımız sektörler de fırsatlar bekliyor bizleri. Üretim kapasitemiz ve kalifiye elamanımız belirli bir ölçüde var. Çin’in bütün üretimini alabiliriz demek de imkansız. Talep de adetler de küçülecek. AB’nin bundan sonra ürün tedarik anlayışı değişecek. Büyük ölçekli sipariş yerine daha az adetli ve sık siparişe yönelecek. Bunda da Uzakdoğu’dan vazgeçecek. Daha yakın ülkelerden ürün tedarik edecek özetle.

 

       Bu süreçten galip çıkan bir kavram var. O da üretimin gücü. Üretim gücüne sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Üretemediğiniz sürece sahip olduğunuz paranın bir önemi yok maalesef. Bu süreçten sonra özellikle tarıma, dikey tarıma yönelecek ülkeler. Yine hayvancılık önem kazanacak. Bunun yanında sağlık sektörlerinde de iyi fırsatlar yakalıyor olunacak.

 

     Uzakdoğu’daki bütün fırsatları kendimize çeviremeyiz ama katma değerli ürünlerde üretimi kendimize çekebiliriz. Fırsatı değerlendirebilmek için de dış politika çok önemli. Ülkelerle kavgalı değil, barışık olmak çok önemli ticarette. Kartlar yeniden dağıtıldığında bunu fırsata çevirmek için şimdiden diğer ülkelerle iyi ilişkiler kurmalıyız. Türkiye doğru politikalarla bunu başarabilir. Şimdi güçlü durabilme, bu krizi sağlıklı atlatabilme sınavındayız. Öncelikle ringden dik bir şekilde kalkıp tekrar yola koyulabilirsek, ülke ve milletçe kazanırız. Bu konuda birlikteliğimizi kaybetmeyelim.

 

     Bütün işletmeler teşvikleri iyi niyetli buluyor ama bu desteğin yeterli olmadığını görüyoruz. Burada ekonomiyi üçe ayırmak lazım. Birincisi ev ekonomisi, ikincisi ülke ekonomisi, üçüncü de dünya ekonomisi. Ev ekonomisi bakacak olursak, insanlar maaş almıyorsa, bu kişilerin kaygıları olacak. İşveren de diyor ki, ‘Dükkanım kapalı, biz ne yapacağız?’ Endişe içindeler. Ülkeler de haklı, vergi kaybına uğruyorlar. Bu süreç beklenmedik bir durum, bütün işletmeleri finanse etmek zor. Ama ülkeler bu süreçler de kendilerini hissettirirler. Verdikleri teşviklerle insanların endişelerini giderirler. Biraz daha iyi teşviklerle firmaları rahatlatmak lazım. Eğer bu süreci iyi yönetemezsek pek çok firma ayakta kalamayacak ve çok sayıda insan da işsiz kalacak. Daha fazla teşvikler gelmeli.

 

    Tarım ürünlerinin üretimi (ve tüketimi) farklı coğrafi dağılıma sahiptir. Ülkelerin iklimi, bitki örtüsü, ekonomik durumu gibi parametreler bu dağılımda önemli bir rol oynar.Belli başlı tarım ürünlerinin üretiminde en büyük paya sahip ülkelerin Dünya ekonomisinede yön verdikleri görülmektedir.(Bakınız Veriler FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) resmi internet sitesinden bulunmaktadır.)

                                                                                       Ecz. Suat BİRLİK

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akyazimeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.