ŞABAN PEKER
Köşe Yazarı
ŞABAN PEKER
 

NİMETLERİN KADRİNİ BİLMEK

NİMETLERİN KADRİNİ BİLMEK Allah’u Teala kullarına sayısız nimetler vermiştir. Bu nimetleri saymaya kalkışırsak bundan aciz kalırız. Yerin bitirdiklerinden, gökten indirilen suya, aldığımız nefese kadar o kadar çok nimet var ki bizler bunların çoğu zaman farkında bile değiliz. Bizler eşrefi mahlûkatız. Meleklerden üstün olma özelliğimiz vardır. Çünkü melekler Cenabı Hak ne emrederse otomatikman onu yapıyorlar. Yani iradeleri yoktur. biz insanlara gelince bize cüzi irade verilmiş.. “bak kulum ben sana doğruyu yanlışı kavrama kabiliyeti verdim. Doğruyla yanlışı da bildirdim. Bu hayır bu şer gösterdim. Şimdi seni serbest bırakıyorum” diyor. İstersen kendi iradenle hayra hizmet et, iyi insan ol, mükâfatını bul. İstersen şerre hizmet et, kötü insan ol, cezanı çek, buyrulmuş ve serbest bırakılmışız. Neden? Eğer biz de robot gibi olsaydık sevap kazanma şerefimiz olamazdı. “Kulum kendi iradesiyle hayrı seçtiği için onu mükâfatlandırmam lazımdır, buna layıktır” diyebilmek için bize cüzi irade verilmiştir. Ve böylece de melekleri geçme kabiliyeti bize verilmiştir. Şimdi şunu düşünelim. Ben bu yazıyı yazarken bir robot çıkıp gelse ve bana bir ihtiyacın var mı dese, bizimle konuşsa, ben de bana çay ve yanında da yiyecek bir şeyler getir desem o da denileni yapsa ve her emrimi yerine getirse ne deriz. Ne robotmuş. Şu Japonları görüyor musun? Adamlar harbiden iyi makine yapmışlar. Biz burada kimi övmüş olduk? Robotu mu, onu yapanları mı? Elbette robotu yapanları. Şimdi soralım kendimize. Biz insanın yaratılması robottan daha girift ve mükemmel değil mi? Yaratılmamızda bir kusur var mı? Bir robotun yapılmasını kabul eden akıl neden bir insanın yaratılmasını kabul etmez? Şimdi tersinden düşünelim. Bizim her işimizi görebilecek robota dünyanın parasını verdik. Zamanla bu robot bizi dinlemez oldu. Her istediğimizi yerine getirmiyor. Bize itiraz ediyor. Kafasına göre takılıyor. Kızmaz mıyız? Dünyanın parasını verdiğim halde benim emirlerimi dinlemiyor. Ne yaparız? Hemen servise göndeririz. Yaptırırız. İsteriz ki emrimizden hiç çıkmasın. Emrimizi dinlemeyen robot bir işe yaramazsa, Allah’ın emirlerini dinlemeyen ve yerine getirmeyen bir insan da Allah’a karşı nankörlük etmiş olmaz mı? Cenabı hak bize bir nimet daha vermiştir. Nedir o? İslam. Allah (cc) bize nimetlerini İslam’la tamamlıyor. Bize aynı zamanda selamet yollarını da göstermiştir. Bu sadece insanlara verilmiştir. Cenabı Hak bize doğrularla yanlışları ayırma kabiliyeti vermiştir. Ama hangi yolların bizi nihai mutluluğa götüreceğimi biz bilemeyiz. Bunun için Allah (cc) kitap indirmiştir. Peygamber göndermiştir. Biz bunları niçin anlatıyoruz? İyi çok teşekkür ederiz. Bize bu nimetleri vermiş, iyi etmiş. Hadi gel şimdi Trabzon-fener maçını konuşalım diyemeyiz. Neden? Sen bu nimetleri aldın, ama bu nimetlere karşı herhangi bir ücret, bedel ödedin mi? Yok. Peki bunlar Allah’ın lütufları, bu lütuflar teşekkürü gerektirmez mi? Öyleyse biz avans almış müteahhit gibiyiz. Rabbimize teşekkür etmek mecburiyetindeyiz. Nasıl teşekkür edeceğiz? Onu biz bilemeyiz. Kendisi gösteriyor. Kitabındaki farzları eda ederek teşekkürümüzü edeceğiz. Kitabındaki emir ve yasakları yerine getirerek kulluğumuzu göstereceğiz. Peki, en fazla verdiği emir nedir? Onu da siz bulun!
Ekleme Tarihi: 24 Ocak 2024 - Çarşamba

NİMETLERİN KADRİNİ BİLMEK

NİMETLERİN KADRİNİ BİLMEK

Allah’u Teala kullarına sayısız nimetler vermiştir. Bu nimetleri saymaya kalkışırsak bundan aciz kalırız. Yerin bitirdiklerinden, gökten indirilen suya, aldığımız nefese kadar o kadar çok nimet var ki bizler bunların çoğu zaman farkında bile değiliz.

Bizler eşrefi mahlûkatız. Meleklerden üstün olma özelliğimiz vardır. Çünkü melekler Cenabı Hak ne emrederse otomatikman onu yapıyorlar. Yani iradeleri yoktur. biz insanlara gelince bize cüzi irade verilmiş.. “bak kulum ben sana doğruyu yanlışı kavrama kabiliyeti verdim. Doğruyla yanlışı da bildirdim. Bu hayır bu şer gösterdim. Şimdi seni serbest bırakıyorum” diyor. İstersen kendi iradenle hayra hizmet et, iyi insan ol, mükâfatını bul. İstersen şerre hizmet et, kötü insan ol, cezanı çek, buyrulmuş ve serbest bırakılmışız. Neden? Eğer biz de robot gibi olsaydık sevap kazanma şerefimiz olamazdı. “Kulum kendi iradesiyle hayrı seçtiği için onu mükâfatlandırmam lazımdır, buna layıktır” diyebilmek için bize cüzi irade verilmiştir. Ve böylece de melekleri geçme kabiliyeti bize verilmiştir.

Şimdi şunu düşünelim. Ben bu yazıyı yazarken bir robot çıkıp gelse ve bana bir ihtiyacın var mı dese, bizimle konuşsa, ben de bana çay ve yanında da yiyecek bir şeyler getir desem o da denileni yapsa ve her emrimi yerine getirse ne deriz. Ne robotmuş. Şu Japonları görüyor musun? Adamlar harbiden iyi makine yapmışlar. Biz burada kimi övmüş olduk? Robotu mu, onu yapanları mı? Elbette robotu yapanları. Şimdi soralım kendimize. Biz insanın yaratılması robottan daha girift ve mükemmel değil mi? Yaratılmamızda bir kusur var mı? Bir robotun yapılmasını kabul eden akıl neden bir insanın yaratılmasını kabul etmez?

Şimdi tersinden düşünelim. Bizim her işimizi görebilecek robota dünyanın parasını verdik. Zamanla bu robot bizi dinlemez oldu. Her istediğimizi yerine getirmiyor. Bize itiraz ediyor. Kafasına göre takılıyor. Kızmaz mıyız? Dünyanın parasını verdiğim halde benim emirlerimi dinlemiyor. Ne yaparız? Hemen servise göndeririz. Yaptırırız. İsteriz ki emrimizden hiç çıkmasın. Emrimizi dinlemeyen robot bir işe yaramazsa, Allah’ın emirlerini dinlemeyen ve yerine getirmeyen bir insan da Allah’a karşı nankörlük etmiş olmaz mı?

Cenabı hak bize bir nimet daha vermiştir. Nedir o? İslam. Allah (cc) bize nimetlerini İslam’la tamamlıyor. Bize aynı zamanda selamet yollarını da göstermiştir. Bu sadece insanlara verilmiştir. Cenabı Hak bize doğrularla yanlışları ayırma kabiliyeti vermiştir. Ama hangi yolların bizi nihai mutluluğa götüreceğimi biz bilemeyiz. Bunun için Allah (cc) kitap indirmiştir. Peygamber göndermiştir. Biz bunları niçin anlatıyoruz? İyi çok teşekkür ederiz. Bize bu nimetleri vermiş, iyi etmiş. Hadi gel şimdi Trabzon-fener maçını konuşalım diyemeyiz. Neden? Sen bu nimetleri aldın, ama bu nimetlere karşı herhangi bir ücret, bedel ödedin mi? Yok. Peki bunlar Allah’ın lütufları, bu lütuflar teşekkürü gerektirmez mi? Öyleyse biz avans almış müteahhit gibiyiz. Rabbimize teşekkür etmek mecburiyetindeyiz. Nasıl teşekkür edeceğiz? Onu biz bilemeyiz. Kendisi gösteriyor. Kitabındaki farzları eda ederek teşekkürümüzü edeceğiz. Kitabındaki emir ve yasakları yerine getirerek kulluğumuzu göstereceğiz. Peki, en fazla verdiği emir nedir? Onu da siz bulun!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akyazimeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ahmet Kadıoğlu
(24.01.2024 14:47 - #158)
Yüreğine sağlık Şaban Hocam. Farkındalık oluşturan bir yazı. Allah bizleri nimetlerini hatırlayıp O'na şükreden kullarından eylesin.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akyazimeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ahmet Kadıoğlu
(24.01.2024 14:47 - #159)
Yüreğine sağlık Şaban Hocam. Farkındalık oluşturan bir yazı. Allah bizleri nimetlerini hatırlayıp O'na şükreden kullarından eylesin.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akyazimeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.